Aslında puanım yüksekti, daha iyi bir okula gidebilirdim, ama çalışmak zorunda olduğum için devam mecburiyeti istemeyen bir okulu tercih etmek zorundaydım. Bizim kuşağın bir özelliği de oydu; hem okuyorduk, hem çalışıyorduk, hem de politikanın içindeydik. Politik konuları orada öğrenmeye başladım. Memleketteyken pek haberimiz yoktu, büyük kent ve üniversiteyle beraber dünyamda çok hızlı bir gelişme oldu. Ufkum açıldı…. Sürekli çalıştığım, okula vizeden vizeye gittiğim için kendimi üniversiteliden çok, hep emekçi, işçi olarak gördüm. Hatta bazen rüyamda üniversiteyi bitirmemişim gibi görüyorum. Çalışmaya başladığım dönemde, grev ve toplu sözleşme haklarını ellerinden alma maksadıyla işçilerin memurlaştırılma sürecine girilmişti. Memurlar olarak, işçilerin direnişine destek verdik. İlk politikleşme sürecim böyle oldu. Orada gerçeği görmeye başladım: Kar kış demeden, birçok insanı işten attılar. Memurluğu şirin göstermek için bize fazladan üç-dört ikramiye verdiler. Birçoğumuz aldığımız ikramiyeyi olduğu gibi işçilere aktardık. Muazzam bir şeydi benim için, işçilerin direnişine yürekten katılıyorduk, bir dayanışma vardı. İşçilerin bağlı olduğu Sosyal-İş Sendikası vardı, Memurların Mem-Der diye dernekleşme süreci vardı, ayrıca çeşitli sosyalist, devrimci, demokrat insanlar bu tür direnişlere katılıyordu. Bu arada, öğrenci hareketinin mitinglerine mutlaka gidiyordum. İş, okul, mahalle yaşamı, sendikalar, dernekler, gecekondu çalışmaları, hepsi bir aradaydı…. İkili bir duygu yaşıyorduk, bir taraftan mücadele yükseliyordu, birçok insan katılıyordu. Bir yandan da yanı başımızda şehit düşen, yaralanan insanlarımız oldu. Genelde anlayışım, yaralarımızı sarıp mücadeleyi devam ettirmekti. Haklı bir davaya inanmışlığın verdiği bir rahatlık vardı. Mutlaka yenebileceğimize inanıyorduk, çünkü karşımızdakiler haksızdı, zalimdi. Çalıştığım için öyle bir fırsatım olmadı, ama işimi riske atıp mitinglerine gidiyordum. Süreç içinde, işyerinde, daha sonra derneklerde politik arkadaşlarla karşılaştım. Sosyalist düşünceleri, devrimci düşünceleri öğrenmeye başladım, hızlı ve yoğun bir şekilde politik sürece katıldım. Önceleri, memurların örgütlenmesi, dernek çalışmasıydı. O dönemde birçok şey bir Hapishanede Seks Dolu Geceler yapılabiliyordu, gecekondularda gecekondu halkıyla bir mücadele vardı, çeşitli işçi direnişlerine katılıyorduk, öğrenci derneklerine, etkinliklerine gidiyordum. İşçi, memur, öğrenci, gecekondu halkı, karma olarak ilgi alanım içindeydi, o dönemdeki birçok genç gibi. İkili bir duygu yaşıyorduk, bir taraftan da mücadele yükseliyordu, birçok insan katılıyordu. Birçoğumuz o gücü, birlikteliği görebiliyorduk. Haklılığımıza inanıyorduk. Yanı başımızda şehit düşen, yaralanan insanlarımız oldu. Genelde anlayışım, Hapishanede Seks Dolu Geceler sarıp mücadeleyi devam ettirmekti, öyle bir ruh hali içindeydik. Tabii bir sürü provokasyon da oluyordu. Mahalledeki, işyerindeki insanlarla, okuldaki dostlarımızla saldırıları göğüslemeye çalışıyorduk. Mutlaka yenebileceğimize inanıyorduk, çünkü karşımızdakiler haksızdı, zalimdi diye düşünüyorduk. Birçok konuda kafam açıldı, çekingenliğimi attım, yaşamın birçok alanına el atabildim, politikleşme beni çok hızlı geliştirdi. İnsanların birbirine çok yakın olması, haksızlığa karşı çıkmaları… Yürekli bir şekilde, doğal bir refleksle, adaletsizliğe, haksızlığa karşı çıkma, eşitliği savunma, kadın-erkek eşitliğini savunma… Benim için büyük bir özgürlüktü. Feodal değer yargılarının hâkim olduğu bir yerden gelmiştim, kadın olarak beni çok daha fazla cezbediyordu sosyalist düşünceler… Gecenin birinde, ikisinde eve gittiğim oluyordu; eski zamanda olsa, kadındır, evde oturur denirdi. Erkeğin yapabileceği her şeyi kadının da yapabileceğini, özgürlük mücadelesinin insanı çok daha yetkin kılacağını gördüm ve bunlar cezbetti. Tabii en önemlisi, haksızlığa, sömürüye karşı durmak, adaletli, daha eşit bir toplum, dünya istemek… Bunları ilk duyduğumda, herkesin, ailemin, patronların, devletteki insanların da sosyalizmi kabul edeceğini düşünmüştüm. Çünkü çok güzeldi, insaniydi.
Bugün neler yapıyorsun, nelerle uğraşıyorsun? Bir de iddiaya girmiş. Metris deyince aklında en çok kalan ne oldu? Benim ilk 3 üme girdi, en kötü filmler arasında: Dasha'nın zil sesi müziğinin adını bilen varsa yazabilir mi? Vahşi Yeni Zelanda ormanlarında kaybolan asi bir çocuk ve üvey amcası için ulusal bir insan avı emri verilir. Ayrıca, varolan davranışları, gelenekleri, alışkanlıkları, köhne bir dünyayı aşmak istiyorsun.
Aşık Olanların Mutlaka İzlemesi Gereken 9 Romantik Film
bir tek bu olaydan yola çıkıp, başka bir delil yokken, bu münferit olayda cinsel bir sapıklık. Cinsel suçlara karıştığı için cezaevinde yatan hükümlülerin genelde iradelerine hâkim olamayan kimseler oldukları görülmektedir. Erzincan. Julio Medem tarafından yönetilmiş ve senaryosu yazılmış olan Ateşli Oda ya da orijinal adı ile Habitacion en Roma filmi romantik dram türündedir. babam beni değil ama ben babamı çocukken hep dudağından öperdim. Suça karışan kişiler aynı. Peki hapsettikleri, işkencelerden geçirdikleri nasıl bir gençlikti, ne istiyorlardı? 12 Eylül'ün cezaevlerinde onlara neler yapıldı?Şok oldular. İlk defa kendimden geçtiğimi hissettim. Gerekli yasal belgelerin gönderilmesi halinde en geç 2 iş günü içinde söz konusu içerik kaldırılcaktır. Ama burjuva gazetelerinde gazetecilik yapmam mümkün değil, ne onlar beni alır, ne ben onlara giderim. Yakalanman nasıl oldu, nereye götürüldün? Eskiden birbirimize sımsıkı sarılırdık, bir araya geldiğimiz zaman büyük coşku duyardık. Özel durumlar dışında rutin günler nasıldı? Alba tarafından cesaretlendirilen ve cazibesine kapılan Natasha, cinsel adımlarına tepki verir, ancak heteroseksüel olduğunu ve bir kadınla asla birlikte olmadığını savunmaya devam eder. Tabii eksiklikti, fakat gönüllü benimsediğin bir şeydi. Mutlaka yenebileceğimize inanıyorduk, çünkü karşımızdakiler haksızdı, zalimdi diye düşünüyorduk. Express , sayı 53, Eylül Gönlümüzün istediği şeyi yaptık. Ayrıca, biz o ruhu yakalamıştık. Bir buçuk ay kadar orada kaldım. Görüşe sırayla gitmek mümkün değil. İnsanın emeğine karşılık verecek, iş olanağı olacak, sosyal devlet olacak… İnsanca yaşamak isteyen herkes buna evet der diye düşünüyordum. Döşekler felaketti, uyumak mümkün değildi. Bir çocuk emekler, yürür, büyür… Bizde öyle olmadı, kendimize gelir gelmez koşma süreciyle yüz yüze kaldık. Bana çok yakın davrandılar, saçlarımı kestiler, sağımı solumu temizlediler. Başında asker ya da polis var mıydı? Tahliye olduktan sonra ne yaptın? Politik konuları orada öğrenmeye başladım. Askı çok dehşetli. Üzerimizde bitler dolaşıyordu. O dönemde ihbarlar çok fazlaydı. Tabii en önemlisi, haksızlığa, sömürüye karşı durmak, adaletli, daha eşit bir toplum, dünya istemek… Bunları ilk duyduğumda, herkesin, ailemin, patronların, devletteki insanların da sosyalizmi kabul edeceğini düşünmüştüm. Haklılığımıza inanıyorduk. Darbe olduğunu radyodan öğrendik. Evet, ama ben gün kaldım. Daha azını istemiyorlar yani. Politik yaşama atıldığında dünyan tamamen değişiyor, daha etkin oluyorsun. Üniversiteyi yeni bitirmiştim, 23 yaşındaydım. Hemen Kaydol. Bunun uygulayıcılarının da mutlaka.